onesie.com sitesindeki Hepimizin Aklındaki O Sorunun Cevapları Burada! Dünya Düz Olsaydı Neler Farklı Olurdu? sorularına cevaplar
onedio.com sitesindeki https://onedio.com/haber/hepimizin-aklindaki-o-sorunun-cevaplari-burada-dunya-duz-olsaydi-neler-farkli-olurdu-822329
sorularını burada yanıtlamaya karar verdik.
Hepimizin Aklındaki O Sorunun Cevapları Burada! Dünya Düz Olsaydı Neler Farklı Olurdu?
sorularını burada yanıtlamaya karar verdik.
Hepimizin Aklındaki O Sorunun Cevapları Burada! Dünya Düz Olsaydı Neler Farklı Olurdu?
Her şey Tila Tequila ve
B.o.B.'un da içlerinde olduğu bir grup insanın bilimsel birkaç teoriden yola
çıkarak Dünya'nın tıpkı bir krep kadar düz olduğunu iddia etmeleri ile
başladı. Çok çılgınca değil mi? Tabii ki bu da karışmaya müsait akıllarda soru
işaretleri oluşturdu. "Ya doğruysa?", "Dünya gerçekten düz
olabilir mi?" gibi gibi... Ama bu paniğe hemen son veriyoruz çünkü
sevgili bilim insanlarımızın bu ve bunun gibi
soruları çürütecek birbirinden sağlam savları var. Listverse'den derlediğimiz
haberimizde gelin bunları beraber inceleyelim. Kaynak: https://listverse.com/2018/05/12/10-ways-life-would-be-different-if-the-world-was-flat/

DÜZ DÜNYA GRUBU OLARAK CEVABIMIZ :
Öncelikle yer çekimini bir
daha tarih etmek gerekiyor. Bahsedilen (1) kütleden sebep kaynaklanan çekim mi ? veya (2)maddenin yoğunluğundan
kaynaklanan ( yoğunluğu fazla olan aşağı iner veya tam tersi üstte kalır) bir
hareket mi ? veya (3)moleküller dizilişi
ve serbest elektron yapısı ve buna bağlı diğer atomik bağların kurulması sonucu
faz değişimleri ( katı-sıvı-gaz-plazma) dan kaynaklanan hareketler mi ? veya
(4)bulundukları ve
oluşturdukları elektromanyetik alanlar sebebi ile oluşan bir kuvvet mi ? .
Çünkü Newton Mekaniği ile
devam edeceksek ve sadece (1) nolu
açıklama üzerinde kalacaksak çok da konuşmaya gerek yok.Bugün Küreci popüler bilim
camiası da artık Newton mekaniğinin yetersiz ve geri kaldığını söylemekten
çekinmiyor.Biz yukarıda
bahsedilen (2)+(3)+(4) lerin tamamının
bileşkesinin bir cismin aşağı düşmesi veya yukarıda kalabilmesi hakkında karar
verdiğini düşünüyoruz. Düz Dünya enerji bedeni TORUS un merkez noktası Kuzey
Kutbu olarak bildiğimiz bölgedir.
İncelemeniz için göstereceğimiz kaynaklar :
Düz çizilen bütün Dünya haritalarında yer çekiminin merkezi Kuzey Kutbu.
Bu da Dünya üzerinde yaşayan tüm
insanların aşağı doğru değil kutba doğru muhtemelen çok güçlü bir çekişle
çekileceği anlamına gelir. Aynı zamanda su okyanustan çekilecekti, ağaçlar ve
bitkiler diyagonal bir şekilde uzanacaktı ve yeterince sıkı tutunabilen herkes
Kuzey Kutbunun ortasında büyük bir top olacaktı. Sonuç olarak anlıyoruz ki yer
çekimi yuvarlak bir gezegende yaşadığımız sürece kullanışlı bir sistem.
DÜZ DÜNYA GRUBU OLARAK CEVABIMIZ :
Bu işte tam olarak ‘Küre Dünyacıların fantazilerinden’ birisidir
diyebilirim . Kendileri saatte 1600 km üzerinde bir hızla dönen küreyi normal
karşılıyorlar ve buna sebep olarak kütle çekiminin var olduğunu düşünüyorlar.
Burada da aynı kendi başyapıt filmlerindeki gibi hala ‘ YERÇEKİMİ’ ni
savunuyormuşuz gibi yer çekimi ile örnekleme yapıyorlar. ‘Eğer Dünya düz olsaydı kenardan düşerdik’
cümlesi içerik olarak ne kadar boş ve
sadece eleştiri için söylenmiş alelade bir söz
ise bu da aynen öyledir.
Kuzey kutup noktası yukarıda açıkladığımız gibi elektromanyetik alanımız TORUS un merkezidir.
aurora borealis ( kuzey ışımaları ) bu sebeple meydana gelmektedir. Bu elektromanyetik alan ve etkileri atmosferin katmanlarında moleküler dizilimde söz
sahibidir. Manyetik kubbemiz ( DOME ) ve
altındaki yer yüzü bizim yaşam alanımızdır. TORUS un nasıl çalıştığını bilmeksizin sanki
kara delikmiş gibi ‘ içine çekmesi lazım’ demek sığ bir bilgi ile yorum
yapmaktan başka bir iş değildir.
Günümüz
fizik kurallarının bazılarının düz dünyaya uymadığını biliyoruz. Yer çekimini
kütle çekim teorisine bağlayıp dünyayı doğru anlayamayız. Atomdan gezegene düz
dünyaya uygun fizik teorisi düşündüğümüzde gerçekleri daha iyi keşfetmemiz
lazım.
İncelemeniz için
göstereceğimiz kaynaklar :
11. Güneş gezegenimizi tıpkı yağda kızartır gibi kızartırdı.
Bir an
için, yer çekimi problemini bir şekilde çözebileceğimizi hayal edelim. Belki de
hepimiz ayaklarımızın altına vantuz takarız. Yer çekimi için kaygılarınızı
bir nebze azaltabildiysek diğer bir sorunumuz düz bir Dünya'nın manyetik
alanının olmaması...
DÜZ DÜNYA GRUBU OLARAK CEVABIMIZ :
Hiç Düz Dünya konusunu
araştırmamışsınız ve bu yazıyı öyle kaleme almışsınız . Yukarıda açıkladığımız
gibi dünyamızın muhteşem bir manyetik kalkanı var buna Türkçe’de KUBBE ve İngilizcede DOME denmektedir. Bu tarih
boyu bilinen güney çemberinden gelip kuzey kutup noktasında toplanan , üstte olduğu
kadar altta ( zeminin altında) yer alan ve hayat çemberini yaşamı oluşturan bu
yapı ( hayat ağacı ile de tasvir edilmiştir)
elektromanyetik bu yapı zaman
içerisinde minik bir dünya modellemesi
olan cami ve kiliselerde ‘tasarımında
doğadan etkilenme’ şeklinde kullanılmıştır. (barok dönemi hariç çünkü bugün popüler bilime
güya sahip çıkan paganist ve templer şövalyelerinin o günlerde de barok mimarisi ile asıl orijinal
kilise mimarisini bozmaları ilginçtir , bu yaratıma aykırı bir başkaldırışın
mimari bir akıma öncülük etmesidir çünkü kubbe fikri değil bilakis merkezdeki
ateş fikrini bir inanç olarak görmektedirler evet aslında çok bağnazca değil mi
?
Dünyamız döndüğü sürece kozmik işaretlerden ve Güneş radyasyonundan korunur.
Gezegenimiz herhangi bir
nedenden dolayı dönmeyi bırakacak olsaydı, o alan ortadan kalkacak ve
gezegenimizin yüzeyi Ay'a benzeyene kadar pek çok sorunla karşılaşacaktık.
· İlk olarak, gezegenimiz güneş radyasyonu tarafından kesinlikle bombardımana
tutulacaktı.
· Gezegenimiz ozon tabakası ve manyetik alanın olmaması ile iyice incelmiş
atmosferden ayrılacaktı.
· Son olarak bu da bizi asteroitler ve meteorlara karşı savunmasız
yapacaktı.
DÜZ DÜNYA GRUBU OLARAK CEVABIMIZ :
Öncelikle Düz Dünya demek uzayda uçan bir disk
demek değil , bunu bir daha hatırlatmak isterim. Üstelik kapalı bir sistem.
Evrenin zemininde bir hava kabarcığının içindeyiz . Bunu okyanus tabanında bir
kava kabarcığı olarak düşünün. Kapalı bir sistem. Dışarıdan giriş de yok çıkış
da yok. Neden insanlar ‘Düz Dünya’ dediğinde bir uzayda uçan pizzayı düşünüyor
bilmiyorum bu da bir algı yönetimi . Bu konudaki makalemizi lütfen okuyun (
Heliosentrism / Geosentrism / Düz Dünya ) üçü de birbirinden farklı görüşlerdir.
Düz dünya derken zeminin düz olduğundan
bahsediliyor. Uzay ise üzerimizdeki kubbenin dış kısmı ve sıvı veya gaz. Bilim
insanları bugünlerde buna ‘kara madde’ diyorlar. Atmosferimiz katmanlardan
oluşuyor ve bu kapalı sistemde dünyanın elektromanyetik bir kalkanı (
dome=kubbe) tarafından korunuyor , o yüzden manyetik alanımızın kaybolması
mümkün değil. Sistemin durması lazım. Yani güneş(+) ve ay(-) ın üstümüzde
dolaşmaması lazım . Burada kendi kendini şarj eden bir sistemden bahsediyoruz.
İnsanlar zorlasa da bozamaz nitekim çok defa denediler. Yakın bir tarihte Rus
ve Amerikalılar birlikte operasyonlar yaparak defalarca nükleer bombardımana
tabii tuttular ama mantar şeklinde oluşan bulut kubbenin içinde kaldı. Bunu
videolarda çok gösterdik , aşağıda linkleri de var incelersiniz. Michelson
Morley deneyi ile aynen Einstein gibi dünyamızın döndüğünü ispatlamaya
çalışırken dönmediğini ispatladırlar.
Her ikisi de hiçbir optik deney ile bunun ispat edilemeyeceğini
söylediler. Küre dünyacılar devamlı Focoult Sarkacı hikayesini gündeme
getiriyorlar ki bu çok komik , bu da palavra kendi kendine sonsuz salınım
yapmıyor hatta altında elektro mıknatıs var bu konuda meşhur focoult sarkacına
giden turistlerin turist rehberi ve
orada bu soruya cevap veren yetkili kişinin videosunu izleyin lütfen ,
kendileri hiç çekinmeden bu sarkacın bir süre sonra durduğunu ve bu yüzden
elektro mıknatıs ile devamlı çalıştırıldığını anlatıyorlar.
10. Tüm navigasyon
çeşitleri çalışmayı durdururdu.
Dünyamız
Ay'a benzemeden önce yaşayacağımız birkaç günde karşılaşacağımız diğer
sorunlardan bahsedelim. Dünyamız yassı olsaydı, neredeyse hiçbir şey işe
yaramayacaktı. Manto, çekirdek veya manyetik alan olmadan, tüm sistemler
çalışmayı durduracaktı. İnsanlar için yaşaması zor olan bu şartlar hayvanlar
için daha da zor olacaktı. Kuşlar yönlerini bulmak için Dünya'nın manyetik
alanını kullanırlar. Bu alan ortadan kalktığı zamansa uçarken yönlerini
bulamamaya başlayacaklardır..
DÜZ DÜNYA GRUBU OLARAK CEVABIMIZ :
Kuşların göç yönleri Düz
Dünya Haritasına göredir , uçakların da uçuş yönleri hakeza öyle.
Burada sarı-kırmızı-yeşil-mavi-lacivert göçmen
kuşların rotaları hem küre hem de düz dünyada size gösterilmektedir.
Ayrıca Güneş ve Ay ın
mükemmel uyumu ve yeryüzünün üstünde dönüşleri sayesinde sıcak-soğuk su
akıntıları oluşmakta ve dünyamız kapalı sistemde kendi elektromanyetik alanı
ile çalışan muazzam büyük bir doğal makinadır.
Güneş ve Ay ın dönüşleri aynı zamanda dünyamızdaki
sıcak-soğuk suların hareketini de sağlamaktadır. Bu arada dünyamızın ¾ ünün su ve üstelik
çoğunluğunun elektromanyetik alanın etkin
oluşmasına son derece uygun tuzlu su olduğunu ve kapalı sistem bu makinanın da
bu sayede mükemmel çalıştığını da hatırlatmak isterim.
Manyetik alan dağıldığı için hiçbir GPS sistemi çalışmayacak.
Ya da
gökyüzüne baktığımız zaman Dünya'nın döndüğünü anladığımız o hareketi
göremeyeceğiz. Kuzey ve güney için yıldızlardan aldığımız yardımı da
alamayacağız. Yörüngeye yerleştirdiğimiz yaklaşık 1300 uydu yağmur gibi
kafamıza yağmaya başlayacak. İnsanlar Dünya'nın düz olduğunu kanıtlamak için
neden bu kadar istekli, siz de şaşırıyor musunuz?
DÜZ DÜNYA GRUBU OLARAK CEVABIMIZ :
Öncelikle
manyetik alan demişken acaba neyden bahsettiğiniz konusunda tam bir bilgiye
sahip misiniz ? Manyetik alan zaten bizim en büyük destekçimiz. Bu sistemi uzun
uzadıya makalelerde anlattık linkleri de koyduk incelemenizi tavsiye ederim.
Kısaca
bahsedeyim pusulalar hep kuzey(N) gösterir. Kuzeyin tersi yani 360 derece dışı
Güney(S) dir. Bu bir torustur. Güneş ve
ayın döngüsü ile kendini şarj eden , okyanuslardaki tuzlu su ile kapalı sistem
mükemmel çalışan üstü de kubbe ile ( nasa buna van allen kuşağı diyorlar)
örtülmüş bir sistemden bahsediyoruz. Peki burada zemin düz olsa manyetik alan
bozulur diyorsunuz tam tersi , zaten böyle ve mükemmel çalışıyor. Kendi
etrafında saatte yaklaşık 1700 km hızla dönen bir sistemin ve uzayda on binlerce
km hızla hareket eden bir sistemin manyetik alanını düşündünüz mü. İşte biz
düşündük.Yörüngemizdeki
1300 uydu diyorsunuz peki nerede ? çünkü elimizde muhteşem teleskoplar ve
gözlem araçları var , ben bile evimden ayın kraterlerini inceliyorum ama hiç
uydu çöplüğü göremedim , ki pırıl pırıl parlaması gerekir bize sunduğunuz
resimlerde dünyanın etrafı tam bir çöp alanı gibi diyorsunuz. Hatta bunu
temizlemek için araç gönderileceğini bile duymuştum.
Ben küre
dünya tüm tezleri ile çöktüğü halde halen neden kürenin savunucusu olunduğunu
anlayamıyorum. Bilim doğrudan yana olmalıdır. Güçlüden yana değil.
9. Uzağı görebilmek gerçek bir yetenek kabul edilecek.
Düz bir
Dünya'daki yaşamla ilgili her şey kötü bir şekilde senaryo edilse de arada iyi
şeyler olmuyor değil. Dünya'nın şu an yaşadığımız halinde insan gözümüzün görme
sınırı 5 km ama eğer Dünya düz bir şekilde olsaydı çoğu ülkede neler olduğunu
görmek için pencereden dışarı bakmamız yeterli olacaktı. İnanılmaz değil
mi? 🤣 Gözlerimiz sandığımızdan daha
güçlü ama sanıyoruz ki bu en çok hipermetrop olanları memnun edecektir.
DÜZ DÜNYA GRUBU OLARAK CEVABIMIZ :
İnsan
gözünün görme konusunu ve de perspektif konusunu araştırın lütfen bu basit sorular ile geliyorsanız küre dünya savunucularına acıyorum çünkü
anlatacaklarımız görme sınırı ile ilgili , bizim veya bir kameranın . öncelikle
görme nedir , görebilme yetisi nedir ve
hava şartlarına bağlı olarak hani her gün haberlerde meteorolojinin
görüş mesafesi dediği konu nedir onu konuşalım. Kısaca değinmek zorundayım ama
uzun uzun anlattığımız yazıların linklerini veriyorum inceleyiniz. PERSTEKTİF
konusunu önce öğrenelim , sonra ATMOSFERİK MERCEK ETKİSİ ile uzaktaki
cisimlerin nasıl göründüğüne bakalım ve sonra da GÖRÜŞ MESAFESİ nin ne olduğuna
değinelim. Dilimize fransızcadan
girme olan ‘Perspektif’ sözcüğü, derinlik, uzaktan görünüş, bakış açısı gibi
detay anlamlar içermektedir. İki boyutlu zeminde üç boyutlu hissi veren bir
çizim çeşididir. Gördüğümüz bir nesne bizden uzaklaştıkça, görsel olarak
ufalacak ve sonunda yok olacaktır yani görünmez uzaklıkta olacaktır. Birbirine
paralel olan iki çizgi de uzaklaştıkça görsel olarak birleşecektir, görsel
olarak birleştiği yerde de görünürlükleri sona erecektir, yeryüzü ile gökyüzünü
böyle düşünebiliriz, birleştikleri yer ufuktur. Herhangi bir kişinin çıplak gözle görebileceği, objeleri net
olarak seçebileceği en uzak yatay mesafeye GÖRÜŞ MESAFESİ denir. Diğer bir deyişle
atmosferin şeffaflık ölçüsüde denebilir. Görüş uzaklığı için bir çok tanım
ortaya konulmaktadır. Görüş uzaklığını doğrudan etkileyen iki etken vardır.
bunlardan birincisi hava kütlesinin çeşidi, diğeri ise kirliliktir. Kararlı
hava kütlelerinde konvektif faaliyet olmadığı için görüş daha kısıtlı, kararsız
hava kütlelerinde ise yağış hariç görüş iyidir. Yine kirlilik oranı arttıkça
görüş uzaklığı değeri azalacaktır.
8. Tektonik hareketler
olmayacaktı.
Tektonik
plakalar benzetmemiz gerekirse domino taşı gibidirler. Bir tektonik levha
hareket ettiğinde karşısında bulunan levha da hareket eder. Eğer Dünya düz
olsaydı bu levhalar hareket etmeyecekti. En basit anlatımla Dünya dümdüz
olacaktı. Dağlar, ovalar ya da okyanuslar olmayacaktı. Belki de tüm
Dünya'ya yayılmış eşit seviyede bir su tabakası olabilirdi. Volkanik
patlamalar da gerçekleşmeyecekti. Bu da bir süre sonra oksijen sorunu
yaşamamıza neden olacaktı. Çünkü volkanik patlamalar atmosferin oksijen
almasının başlıca nedenidir.
DÜZ DÜNYA GRUBU OLARAK CEVABIMIZ :
Zeminin
düz olması tektonik hareketlerin olmaması anlamına gelmez. Çünkü sıradağlar da
devamlı yer değiştirmektedirler. Evrenin zeminindeyiz ve bu gök kubbe altında
oluşan manyetik alan bilhassa ağır metalleri ve bunların damarlarla kara
parçalarının içeririsinde yer aldığını düşünürseniz ne demek istediğimizi daha
iyi anlayacaksınız. Dünyanın küre olmasının kanıtı olarak şimdi bize tektnonik
hareletleri mi ispat diye sunacaksınız. Peki Rusların açtığı en derin çukur
KOLA deliği 12.262 mt dikey aşağı doğru inilerek popüler bilim insanlarının dediği gibi bir
senaryo ile dünyamızın oluşmadığını ispatlayarak sonra da proje durdurulmuştur.
Volkanik
patlamalar , yer altındaki madenlerin yüksek elektromanyetik alan ve basınç
altında maddenin PLAZMA haline dönmesi ve en kısa tahliye yolundan da yüzeye
atılmasıdır. Buna basit bir örnek olarak vücudunuzda bir sivilce olduğunu
düşünün ki bu derinizde en kısa yoldan dışarı atılır . peki bu sivilcenin
içinden çıkan irini görüp benim vücudum irinden oluşuyor diyebilir misiniz.
Tabikide hayır . bir sürü mekanizma var sadece siz dışarı çıkanı görüp ona göre
yorum yapıyorsunuz. Bu örnek konuştuğumuz konular içerisinde nasıl da basit
kaldı ise , bugün popüler bilim
adamlarının dünyanın merkezinin güneşle aynı sıcaklıkta olması ve dönmesi
tezleri ve bu tezleri de bize sunuş şekilleri , her hangi bir ispata dahi gerek
duymadan devamlı ardı ardına birbirine ilave hikayeler ile desteklemeleri de o
en az benim örneğim kadar basit ama bir o kadar da mesnetsiz iddaalardır. Ayrıca atmosferimizin
oksijen seviyesini belirleyen en büyük canlılar okyanuslarda yaşayan alglerdir.
Su yosunları dünyanın oksijeninin yaklaşık %70 ini üretiler. Bunu herkes bilir. Kapalı
sistemin muhteşem döngüsünü özellikle görmemek
, görmek istememek bilinçsiz bir hamle
değil , tam tersi özellikle bilimi tekeline alan elitist bir grubun
evrim teorisini ispatlamak adına tanrı tanımaz bir ego peşinde koşmalarından
başka bir şey değildir. Doğru
kişilere göre değişse de gerçek tekdir. Dünya düzdür , etrafı buzdur , evrenin
sonsuz zemininde yer alan üzerimizde bir kubbe tarafından korunan , güneş ve
ayın bize anlatılandan çok daha küçük ve yakın olduğu ve üzerimizde tam turunu
1 günde tamamladıkları bir dünyada yaşamaktayız. Son 100 seneye kadar da bu hiç
sorgulanmamıştı , bilinçli ve sistematik bir kurgu ile uzay- galaksi sistemi
ile insanı önemsiz rastgele bir canlı , tanrıyı
da var da olabilir yok da olabilir belli belirsiz bir varlık ,
kendilerini ise evrenin tek sahibi ve herşeyi kesin bilen konumuna getirdiler.
Anlaşmak zor , sorulara cevap yok , teroilerini destekleyen belgeler ve
deneyler de yok , canlı yayınlarındaki CGS ve hataları ortaya çıksa da sanki
bir STARWARS filmi gibi öyle olmadığını insanlar bildiği halde hala ısrarla NASA
nın dediği gibi olmasına inanmayı seçiyorlar. Neden mi , hayalperestlik.
Bütün düz
Dünya modellerinde Antarktika Dünya'mızın dış kenarında yer alır ve gezegenin
etrafında mükemmel bir halka biçiminde gösterilir. Kenarda da suyun düşmesini
engelleyen devasa buz duvarlar gösterilir. Eğer Dünya gerçekten düz olsaydı,
kimse Antarktikayı geçemezdi ki insanlar gemiyle, arabayla ve hatta yürüyerek
bile geçtiler. Yine de bu seyahatlerin hepsinin yalan olduğunu varsayarsak bu
buz duvar dünyada ki bütün suları tutacak kadar güçlü olmayacaktı ve buzlar
kırılacak ve sular aşağı düşecekti.
DÜZ DÜNYA GRUBU OLARAK CEVABIMIZ :
Öncelikle
DÜZ DÜNYA konusunu biz hiç böyle uzayda uçan bir pizza gibi anlatmadık , hiçbir
düz dünyacı da böyle anlatmadı. İlginçtir ama küre dünyacılar , düz
dünyacılarla alay etmek için kendileri bu resimleri servis ediyorlar. Kenar
dediğiniz yer neresi? Evrenin zemindeyiz diyoruz. Sonsuz bir düzlemde.
Üzerimizde bir gök kubbe var , belki birçok bizim gibi yaşam alanı yan yana
bulunmaktadır bilmiyoruz. Ama kubbenin dışına çıkılmadığını net biliyoruz.
Bakınız size düz dünya görselini paylaşayım daha iyi anlarsınız umarım .
Ayrıca ANTARKTİKA anlaşması ile uçuşa ve geçişe kapalı bölge ilan edildi ,
peki neden ?
Kuzey kutup bölgesinde uygulanmayan bu politika neden Antarktika da 12
devletin öncülüğünde yapıldı. Araştırın. Çünkü Antarktika ada değil , 360 derece
etrafımızdaki buz sıra dağları , bunu
iyi biliyorlar ve kendileri haricinde kimsenin gitmesini istemiyorlar.
Sonsuz
bir buz alan etrafımızda. Kubbenin altında veya katmanlarında desek daha doğru
lokal çalışan güneşimiz sayesinde bir yaşam formu oluştu. Bunları dahi bilmeden
neye karşı savunma yaptıklarını anlamıyorum.
Bu
kürecilerin anti tezleri de savundukları tezleri kadar çürük. Düz dünyacılara
dahi saldıramıyorlar.
http://www.duzdunya.org/2019/01/dunyanin-duz-oldugunun-ipuclari-giris.html
http://www.duzdunya.org/2019/01/dunyanin-duz-oldugunun-ipuclari-giris.html
6.Mevsimler de olmayacaktı.
Düz bir
Dünya'da mevsimler de olmazdı çünkü mevsimlerin olması eksen eğikliğine
bağlıdır. Kıştan hoşlanmayanlar için bu muhteşem bir haber olabilir belki ama
sürekli tek bir mevsimi yaşamak inanın zevkli olmazdı. Ne demişler değişiklik
her zaman iyidir. Evet güldük ama tek bir mevsimde yaşadığımız bir
durumda mikropların ve hayvanların dünyayı dolaşmasını engellemek için çok
fazla bir savunma sistemi kalmayacaktı. Yani Dünya'nın bir yerinde patlak veren
her hastalık, hayal edebileceğimizden daha uzağa hızlı bir şekilde yayılacaktı.
DÜZ DÜNYA GRUBU OLARAK CEVABIMIZ :
Öncelikle asıl mevsimler
düz dünya konusunu tam destekliyorlar. Kısaca anlatalım.
Güneş gökyüzünde yaklaşık 6680
km ile 6461 km arasında yükselip alçalır. Yengeç-ekvator-oğlak-ekvator-yengeç
döngüsünü havada sekiz şekli oluşturarak bir yılda tamamlar. Sekiz şeklinin adı
analemmadır. Bir yılda farklı günlerde hep aynı saatte güneşin fotoğrafının
çekilmesi ile elde edilir.
Ay gökyüzünde yaklaşık 6776 km
ile 5967 km arasında yükselip alçalır. Yengeç-ekvator-oğlak-ekvator-yengeç
döngüsünü havada elipse yakın bir şekil çizerek bir ayda tamamlar. Ayın
analemması için bir ay boyunca her gün 51 dakika gecikerek fotoğraf çekilir.
Güneş, Ay, yıldız ve
gezegenlerin yapısı yüksek ihtimalle kristal yapıda olarak süper iletken sıvı
ortamda (muhtemelen sıvı helyum) elektromanyetik enerji ile çalışan bir
sistemin parçalarıdırlar.
Yukarıdaki resimdeki ölçüler
bizim paralel-meridyen arası uzaklıklara göre hesapladığımız ölçülerdir. Bir
başka hesaba göre düz Dünya’nın güney kutbu öncesi dış çevresi 62737 km, yengeç
dönencesi 23977 km, ekvator 40009 km oğlak dönencesi 56042 km, Güneş’in çapı 64
km, ayın çapı 57,9 km değerleri şu an için düz dünya hesaplamalarında
kullanılan değerleridir.
Gökyüzünün
yıldızların düz Dünya üzerinde dönüş süresi 23 saat 56 dakikadır. Güneş
yaklaşık 24 saate çok yakın bir sürede, ay 24 saat 50 dakikada dünya üzerinde
bir tur atarlar.
Bir düz dünya yılı:
Güneş ve Ay
Dünya üzerinde ve çevresinde her yıl spiral çizerek hareket etmekteler. Güneş
yolculuğuna Oğlak dönencesinden Kış mevsiminin yaşandığı dönemde
başlar ki bu Güneş’in en hızlı olduğu ve yolunun en uzun olduğu çemberdir.
İlerleyen 3 Ay’da Güneş her gün azar azar hızını azaltarak ve yolunu kısaltarak
hareketine devam eder. Bu durum İlkbahar ekinoksunun yaşandığı döneme kadar
sürer. Bu dönemde Güneş Oğlak Dönencesinden Ekvatora spiral çizerek
yolculuğunu tamamlamış olur.
Daha sonraki
3 ayda Güneş yine mesafesini ve hızını azaltarak hareket eder. Bu Yaz
mevsiminin başladığı döneme kadar devam eder. Bu dönemde Güneş Ekvatordan en
kısa olan ve en yavaş hareket ettiği yengeç dönencesine olan
yolculuğunu spiral çizerek tamamlamış olur. Güneş bir kere bu en içteki çember
olan yengeç dönencesine vardığında zıt özelliklere sahip yani
mesafesini uzatarak ve çabuklaşarak Oğlak dönencesi tarafına hareket
etmeye başlar.Sonraki 3
Ay’da yavaşça hızını ve kat ettiği mesafeyi arttırarak Sonbahar ekinoksunun
yaşandığı döneme kadar hareketini gerçekleştirmiş olur. Bu Güneş’in Yengeç
dönencesinden Ekvatora kadar olan yolculuğunu tamamlaması anlamına
gelir.Sonraki 3 ayda Güneş hızını ve kat ettiği mesafeyi arttırmaya devam eder
ve bu Kış mevsimine kadar sürer. Bu yolculuk tamamlandığında
Güneş Ekvatordan hızının ve kat ettiği mesafenin en fazla
olduğu Oğlak dönencesine yolculuğunu tamamlamış olur. Bundan sonra
Güneş’in yıllık yolculuğu tekrar başlar.
Gece-gündüz sürelerinin uzaması-kısalması
durumu:
Küre dünyanın
yörüngesindeki 23° eksen eğikliği gece-gündüz sürelerinin oranını belirler.
Küre dünyanın yörüngesindeki hızı bu uzun- normal- kısa geceli ve gündüzlü
günlerin ne kadar süreceğini belirler.
Düz Dünya’da
gece-gündüz sürelerinin oranını güneşin spiral yörüngesindeki yüksekliğine ve
dönenceler arasındaki yerine bağlıdır.Düz
Dünya’daki güneşin hızı bu uzun-normal-kısa geceli ve gündüzlü günlerin ne
kadar süreceğini belirler. 21 haziranda Güneş yavaşlar, 21 aralıkta hızlanır,
23 eylül ve 21 martta ortalama hızında döner.

Mevsimler
eksen eğriliğine bağlı nasıl oluyor isterseniz o konuyu da inceleyelim çünkü
inanın artık bu sorulara gülüyorum.Düz
dünya modelinde mevsimlerin oluşması, küre dünya modelinde mevsimlerin oluşması
açıklamasından çok daha tutarlıdır. Küre dünya modelinin açıklamasına göre:
Güneş, eliptik yörüngeden dolayı dünyanın 147,5 milyon ile 152,5 milyon km.
arası uzağındadır… dünyanın eksen eğriliği sebebi ile ışınların dik ya da
eğik gelmesi ile mevsimler oluşur… aradaki 5 milyon km. uzaklık ve yakınlık
ısı farkı oluşturmaz demektedirler. Gündüz ve gece arasında olan 5 10
derece sıcaklık farkı da bu açıklamanın tutarsızlığını ortaya sermektedir, küre
modele göre yaşamı ortadan kaldıracak kadar bir fark olmak durumundadır.
Düz
dünya modelinde güneş ve ay dünyanın üzerinde döner perspektiften dolayı
uzaklaştıkça gözden kaybolurlar. Güneş dünyanın merkezini (kuzey kutbu) baz
alarak, dünyanın üzerinde çember çizen bir yörüngede döner. Bu yörüngenin
çapının en küçük ve güneşin dönme hızının en yavaş olduğu duruma yengeç
dönencesi, çapının en büyük ve hızının en yüksek olduğu duruma oğlak dönencesi
denir. Güneş yengeç dönencesinde iken merkeze yakın yerler (Kuzey
bölgesi) yaz, oğlak dönencesine doğru yol almaya başladığında sonbahar, oğlak
dönencesindeyken kış, tekrar yengeç dönencesine doğru yol almaya başladığı
zaman ilkbahar, tekrar yengeç dönencesine geldiğinde yine yaz mevsimleri
yaşanır. Dünyanın merkezinin uzağındaki yerler (Güney bölgesi) için de bunun
tam tersi olur. Ekvator denilen bölgede de ilkbahar yaz sonbahar yaz mevsimleri
olur.
Dünya'nın
düz olması durumunda rüzgar sadece iki yönden eserdi: kuzey ve güney. Bu durum
bazı felaketlere de sebep olurdu. Doğudan batıya doğru rüzgar okyanus
akıntılarına neden oluyor. Eğer dünya düz olsa ve dönmeyi bıraksa bu rüzgarlar
da duracaktı. Aynı zamanda Koriyolis etkisi tamamen bitecek ve buda
fırtınaların olmaması anlamına gelecekti. Fırtınasız bir yaşam güzel
görünebilir ama bu sefer de yağmur yağmasını sağlayan bütün sistem duracaktı bu
da çöl kadar kurak bir yeryüzü demek olur.
DÜZ DÜNYA GRUBU OLARAK CEVABIMIZ :
Yukarıdaki
sorulara verdiğimiz cevaplarda uzun uzun mevsimlerin düz dünyada nasıl oluştuğunu , güneşin
üzerimizden akıp geçerken havayı ve karayı nasıl ısıttığını , rüzgarların nasıl
oluştuğunu , düz dünyada sıcak-soğuk su akışının küre dünyadan çok daha
başarılı izah edildiğini yeterince anlattık. Dönenin zemin olmadığını üstüne
basa basa söyledik. Bununla ilgili detayları da verdik. Ama Koriyolis etkisi
derseniz işte ona daha önce değinmemiştik. Hemen anlatalım , rahmetli BARIŞ
Manço nun da ekvator çizgisinin bir sağında bir solunda yaptığı deneyi
hatırlarsınız. Bu deneyi biz de yaptık. Bu arada ekvator bölgesindeki halkın bu
seyahatlerden geçindiğini ve turist akınına uğradığını bahsedelim , kovaya suyu
dökerken bir sağdan sola doğru diğerinde de soldan sağa doğru döktüklerine
dikkat ediniz. Onlar sahtekarlık yapıyorlar.
İnceleyelim
bu konunun yargıcı siz olun.
Küre
Dünya tezini destekleyenlere göre ‘Koriolis etkisi denen kuzey yarım kürede saat yönünde güney yarım kürede saat yönünün tersine
doğru bir yön izlediği söylenen ve
sebebinin de 1600 km/saat hızla dönen dünyanın manyetik çekim kuvvetine
bağlıdır denen etkidir. dünyanın dönmesi sonucunda olusan ve birim kutleye etki
eden saptirici guc de deniyor. bu kuvvetin veya etkinin buyuklugu enlem
derecesine ve hava kutlesinin hareket hizina baglidir. bu kuvvetin
etkisiyle, kuzey
yarimkure de hareket yonu saga dogru, guney yarimkure de ise sola dogru saptirilir. degeri kutuplarda en yuksek, ekvator da ise sıfırdır.’
Düz Dünya tezini destekleyen bizlere göre
‘Koriyolis etkisi güya dünya döndüğü için düz olarak giden bir cismin optik
olarak eğimli gidiyormuş gibi gözükmesi demek diyor küreciler. Fakat çelişki
şu; eğer dünya dönüyorsa atmosferde beraber dönüyor mu? Dönüyorsa o takdirde
koiyolis etkisi diye birşey görmemiz mümkün değil. Eğer atmosfer dünya ile
beraber dönmüyorsa o takdirde koriyolis etkisi görürsün, fakat o zaman
helikopter havalanıp yukarıda bir yerde yarım saat dursa, altındaki dünya
döndüğü ve atmosfer dönmediği için farklı bir yere inmesi lazım. Halbuki böyle
birşey mümkün değil. O nedenle koriyolis etkisi varsa atmosferin dünya ile
beraber döndüğünü iddia etmemeleri lazım. (*)
Atmosferin döndüğünü iddia ediyorlarsa
koriyolis etkisi olamaz. Coriolis
kuvvetinin benzeri bir kuvvet de merkezkaç kuvvetidir. Benzerliklerinin sebebi
ikisinin de birer “hayali” kuvvet olmasındandır.Merkezkaç
kuvveti, lisede onun farazi oluşundan hiç bahsetmeyen hocaya sahip olmuş bir
fizik lisans öğrencisi için ilk kâbustur! Temel fiziğin dönme dinamiği
konusunda, kürsüdeki hocasının “merkezkaç kuvveti diye bir şey yoktur”
değişiyle eminim nice fizik öğrencileri irkilmiştir.Şu
ana dek bizde bu noktayı iyi bir şekilde vurgulayabilmek adına merkezkaç ve
Coriolis için “kuvvet” ifadesini kullandık. Fakat esasen bu tamamıyla fizik
dışı bir kavramdır. Yine de biz tersini ele alalım; biran için merkezkaç
kuvvetinin gerçek olduğunu ve elinizde bir ipe bağlı cismi başınızın üstünde
çevirdiğinizi düşünelim. Böyle bir durumda, dönmekte olan bu cismin
yörüngesinde kalabilmesi için dönme eylemine devam etmesi gerekmezdi! Çünkü
zaten merkezkaç “kuvveti” ve ip gerilimi birbirini dengeler. Dönmediği halde havada asılı
durarak yörüngesinde kalan bir cisim, hiçbir zaman karşılaşmadığımız bir olay. Diğer taraftan şöyle bir şey diyebilirsiniz: “iyi
ama ip gerilmesini dengeleyen bir şey olması lazım” Haklısınız, cevap:
eylemsizlik. İp tarafından sürekli merkeze çağırılan cisim tıpkı bir virajı
dönen arabada bulunduğunuz durumdadır. Cisim, arabanız virajı dönerken sizin
aksi istikamete savrulmanız gibi dışarı kaçma yönünde eylemsizliğini sürdürmek
ister. Virajı dönerken sizi hiçbir kuvvet dışarıya doğru çekmediği gibi
başınızın üzerinde çevirdiğiniz cismi de dışarıya çeken bir kuvvetten söz
edilemez. Bu sadece sürekli yön değiştiren çizgisel hızın eylemsizlik ilkesi
çerçevesinde var olan halini koruma isteğinden ileri gelir. Başka bir açıdan,
hiçbir kuvvet bir hareketin sonucu olarak var olamaz. Kuvvetler ya vardır ya da
yoktur. Oysaki biz burada yalnızca dönme olayında karşımıza çıkan bir durumdan
bahsediyoruz. Dolayısıyla merkezkaç kuvveti tanımı aslında yanlıştır.
Coriolis “kuvveti” de yalnızca dönen sistemlerde
karşılaştığımız bir durumdur ve incelediğimiz iki “kuvvet”
de büsbütün farazidir. Daha net ifade etmek gerekirse; doğada ne Coriolis
“kuvveti” ne de merkezkaç “kuvveti” vardır. Daha doğru bir niteleme olacağından
dolayı bundan böyle onlar için “etki” ifadesini kullanmayı tercih edeceğiz. Bu
noktada, halâ bu yanlış ifadenin neden sıklıkla birçok yerde kullanılmaya devam
ettiğini merak edebilirsiniz. Bu yanılgı, matematikle fiziğin ikili ilişkisi
arasına gizlenmiş vaziyettedir. Matematik size sanki gerçekten dönen bir
cisimde merkezkaç kuvveti varmışçasına hesap yapmanıza izin verir. Coriolis
için de aynı şekilde dünya üzerindeki hareketin sanki bir kuvvet etkisi
altındaymışçasına yaklaşılarak üretilmiş formülleri vardır. Fakat hiç kuşkusuz
matematik, zihnimizin bir ürünüdür. (*)
·
Dozzi - Oğuzhan Bey ve Ali Hakan Duman yorumları (*)
4. Güneş Dünya'nın üzerine
çökerdi.
Şimdiye
kadar anlattıklarımızın önemini sıfırlayan şey ise Dünya düz olsaydı,
Güneş'in üzerimize çökmesiyle, gezegendeki tüm hayatın hızla sona erecek
olması... Dünya, bir ivme ve yer çekimi kombinasyonu ile bizi Güneş'in
etrafında yörüngede tutar. Ama biz, düz Dünya teorisine göre hiç hareket
etmiyoruz. Bu çok büyük bir sorun çünkü yer çekiminin, bizi doğrudan
Güneş'in kalbindeki ateşli ölümlere çekmekten alıkoyacak hiçbir şey
olmayacaktı. Durum böyle olduğunda tabii ki Güneş'e çekilemeyiz ama evrendeki
her yıldız, ay ve gezegen ile Güneş'in de Dünya üzerine düşmemesi için bir
sebep yok.
DÜZ DÜNYA GRUBU OLARAK CEVABIMIZ :
Biz temelde Güneşin sizin
anlattığınız gibi etrafında döndüğüne itibar etmiyoruz , bu konuda sizlerin
tezlerini de tek tke çürüttüğümüze inanıyorum. Keşke daha çarpıcı sorularla
gelebilseydiniz değerli küreci arkadaşlarımız.
Zaten desteklemediğim bir
tez hakkında bir yorum yapmak sizi
savunmak istemiyorum . Siz bizlere keşke düz dünya ile ilgili tezlerimiz
hakkında sorabilseydiniz , herkes kendi tezini anlatır o konuda konuşur ama
ilginçtir ki burada kabullenilmiş bir çaresizlik olarak GÜNEŞ merkezci anlayışa
kesin itaat görüyorum. Ve o halde dünya düz olsaydı bu kocaman güneş üzerimize
çökerdi gibi kendi tezinizi bize karıştırıp soru soruyorsunuz.Okuyanlar için bir daha
açıklamak istiyorum. Güneş yörüngesinde üzerimizde dönmekte olan bir cisim , bu
cisim plazma halinde sizin anlattığınız gibi
150.000.000 km uzakta ve çapı
1.391.000 km değil ,bunu zaten olmadığını söylüyoruz . sizin iddanız bu.
Üstelik sizler dünya kendi etrafında
saatte 1.600 km/saat hızla topaç gibi dönüyor diyorsunuz biz hayır dönmüyor
diyoruz. Siz Dünya 108.000 km/saat güneşin etrafında
dönüyor diyorsunuz , biz hayır dönmüyor diyoruz.Sizin iddanıza göre Güneş denen devasa cisim dünya ve diğer
gezegenleri de peşine sürükleyerek
695.000 km/saat hızla dönerek uzayda savruluyor diyorsunuz , biz hayır
buna inanmıyoruz diyoruz.Sizin doğrularınız ile
hareket edip biz düz dünya sorusu soramayız , siz de küresel mantıkla gelip
bize ‘madem öyle güneş neden içine
çekmiyor , neden tüm gezegenler birbirine çarpmıyor ‘ diye soramazsınız.
Hepimiz tezlerimizi ortaya koyalım ve hangisi mantıklı , gözleme , delile
dayanarak çalışıyor onu görelim.
Madem güneş merkezcilik
teorinizde iddalısınız size şu soruları sormak istiyorum :
-
Dünyanın – gezegenlerin-
güneşin bu uzaydaki eşsiz dansında
gökyüzünde yaz ve kış neden hep aynı yıldızları görüyoruz bunu açıklar mısınız
( bileşik hızın saatte milyonlarca kilometre olduğunu da unutmayınız lütfen) ?
-
Uzay dediğiniz vakum
ortamda bir tek dünyanın atmosferi olmasını ve üstelik bu hızla sürüklenen bir
dünyada atmosferin nasıl kalabildiğini açıklar mısınız ? ( yerçekimi demeyin
çünkü gülerim güya uzaydaki vakum hakkında bir tahmininiz var mı ?
-
Milyonlarca kilometre
uzaktaki güneşin ışınları çok küçük bir eğim ile dünyaya geldiğinde atmosfer
ısısını değiştriyor ise veya kuxeyde ve güney yarım kürede bu farkı görüyor
isek , üstelik güneş merkezci teoride mevsimlerin oluşması dünyanın güneş
etrafındaki eliptik yörüngesine bağla yani yakınlaşıp uzaklaşmasına bağlı
diyorsanız burada ciddi 2 sorum var. 1- güneşin görülmediği 12 saat boyunca yer
yüzü 0 kelvin( -273 derece soğuk uzaydan sebep ) muazzam ısı değişmesine sahne olmalı değil
miydi , çünkü atmosferimizin bir kısmı uzay bir kısmı toprağa temas ediyor
diyorsunuz ? 2- güneşe yaklaşma ve uzaklaşma 5.000.000 km oluyor iken bunun
dünyadaki etkisini göremememiz de ayrı bir muamma.
Bu sizin teziniz ve o yüzden size sormak istiyorum
sayın küreci bilim insanları.
Biz zaten bunlara inanmadığımızı sayfalardır neden
inanmadığımızın delilleri ile birlikte sunarken , bilimsel araştırma ve
düşünceleri size düz dünyanın kanıtları olarak veriyoruz.
Çok basit , dışarı çıkın bakın . Ne görüyorsunuz.
100 ve hatta 200 km yukarı çıkın ne göreceksiniz.
1969 yılından bu güne kadar amerikanın veya
rusyanın aya gitmemesi hiç ilginizi çekmedi mi ?
Bir an
için Dünya'nın yuvarlak olduğu inancımızı bir kenara koyarsak ve tam olarak işe
yarayan düz bir Dünya üzerinde yaşadığımızı hayal edebilirsek, başa çıkmak için
hala büyük bir sorunumuz olacak. Milyonlarca insanın hayal edilebilecek en
büyük ve en anlamsız komploda yer aldığı bir gezegende birine güvenmek oldukça
zor olacaktı. Düz Dünya teorisyenleri, yuvarlak Dünya'nın NASA tarafından
işlenen bir komplo olduğunu, ancak bu fikri çabuk bir şekilde başkalarına
sattıklarını söylüyorlar.
DÜZ DÜNYA GRUBU OLARAK CEVABIMIZ :
Gerçekle
yalan birbiri ile savaşmaya başlamış , yalan
gerçeği olayı saptırmakla suçlamış J
Bu ne
şimdi böyle. Son 100 seneye kadar hiç kimsenin itibar etmediği küre dünya
tezinizi HOLYWOOD YARDIMI İLE DÜNYANIN FASON SÜPER GÜCÜ ABD ile pekiştirerek insanlardan ,
devlerlerden trilyonlarca dolar para
çekmenize sonsuza kadar susacak mıydık. Sizin sahte güneş sistem modeline de
saygı duyup zaten yaşam ömrüm az düz olsa ne küre olsa ne mi diyecektik . bu
soru da değil , savunma da değil. Ne yapacağını bilemeden olayı komplo teroisi
olarak halka göstermeye çalışmak.
Peki
iddalarınızda çok ciddiyseniz bizi 5 dakikada bitirebilirsiniz , o meşhur
uydular Avustralyada , Kanada da Türkiye ve diğer ülkelerde şu ters uçan
uçakları , ters duran insanları , ters yüzen gemileri lütfen zoomlayarak
yapabilir mi? Ama CGS kullanmayın ne olur.
AY çekimlerine benzemesin. Üstelik arada NASA nın sayfasına bakıyorum ,
uzayda bir yıldız olmaz mı , özellikle koymuyorlar bazı fotoğraflarda hatalar
özellikle yapılıyor , bu beynin doğru ve yanlışı beraber vererek karışmasına
sebep oluyor . Hemen NASA sitesinden bir örnekle açıklamak istiyorum. Bakın
NASA resmi sitesini referans veriyorum.
2. NASA'da bu işin
arkasında olan tek kişi olmayacaktı.
Yeryüzünde, uzayı veya
Antarktika'yı içeren herhangi bir olayın içinde bulunan kişiler de gerçeğin
farkında olacaktı. Ne kadar çok insan olacağını tahmin etmek zor, ancak
Apollon projesine 400.000 kişinin katıldığını biliyoruz.
Ayrıca Sovyet uzay programı içinde bulunan kişilerin
tam sayısını bilmiyoruz ama 60 yıl içinde yüz binlerce kişinin gerçeğe ortak
olduğundan eminiz. Bunun üzerine, yaklaşık 8 bin nesne zaten çeşitli
insanlar ve gruplar tarafından uzaya fırlatıldı. En sonunda, bu yalanları
gezegende öğretilen her müfredata alan tüm eğitimcileri de bu kümenin içine
sokalım.
Kısacası
eğer Dünya düz olsaydı, gerçekleri bilen ama kimseye söylemeyen milyonlarca
insan olabilirdi.
DÜZ DÜNYA GRUBU OLARAK CEVABIMIZ :
NASA
zaten tek suçlu değil , vektörcü diye
bahsedebileceğimiz bu şebeke her kurumda kendini logosu ile belli ediyor zaten.
Aynı yere çalışan şirketler rekabet görüntüsünün altında bilimi tekeline alarak
dünyayı ve halkını sanki kafeste yaşayan bir kümes hayvanı gibi tutmak ,
özgürlüğünü kısıtlamak ve daha çok çalışmasını sağlamak isteyen patronlar
tarafından yönetiliyor.
Sizler
anlamışsınızdır bunların kim olduğunu.
1. Bu teorilerin olduğu bir Dünya'da Güneş'e çarpmak en güzel son
olurdu.
Tila
Tequila ve B.o.B.'a sormak gerek, hâlâ Dünya'nın düz olduğuna inanmak
istiyorlar mı?
DÜZ DÜNYA GRUBU OLARAK CEVABIMIZ :
Küre Dünyanın kanıtlarını masaya yatırdığımızda
birer birer çöktüğü halde siz neden hala küreyi savunmaya çalışıyorsunuz.
Acaba nedeni ‘Kaosun Mimarları’nın ‘ planları
ancak bu şekilde işleyeceği ve gerçek ile yalan bilimin karıştırılması ile bize
sadece basit anlamda kullanabileceğimiz bir demo bilimi sunmaları olmasın.
Kendileri antartik çemberinin ilerisine gitmek için hazırlıklar yaparken
bunları da uzay seyahatleri diye insanlara yutturmaya çalışıyor olmasınlar.
Gerçekleri konuşacaksak biz her zaman buradayız.
DÜZ DÜNYA GRUBU OLARAK ONEDİO
SİTESİNDE HENÜZ BAHSEDİLMEMİŞ AMA BİZİM KONUŞMAK İSTEDİĞİMİZ KONULAR VAR .
Popüler bilimin bahsettiği gibi dünyamız küre ise
eğim nerede? Çok basit bir soru soruyorum bu konuda İstanbuldan kalkan bir uçak
Trabzona giderken kuş uçuşu 1064 km mesafe kat ediyor. Bu konuyu inceleyeceğiz , önce biraz bilgi
sahibi olalım :
Uçak seyahati sırasında pilotlar anons yaparak
yolculara, uçuşla ilgili kısa kısa bilgiler verirler.
Saat kaçta
kalkış yapıldı, planlanan varış saati, uçağın sürati ne kadar, gidilen kentin
hava durumu gibi.
Pilotlar bir de, uçağın yüksekliğinin ne kadar
olduğunu yolcularla paylaşır.
Peki; pilot, “Sayın yolcularımız,
şu anda 10.000 metre yükseklikte seyahatimize devam etmekteyiz.” dediğinde, acaba o yükseklik ne anlama geliyor, biliyor musunuz?
Uçakların seyri esnasındaki yüksekliği belirtmek
için üç farklı irtifa
tanımı kullanılmaktadır.
Yükseklik (Height), deniz seviyesinden yükseklik (Altitude) ve uçuş seviyesi (Flight Level).
1- Yükseklik
Basit bir şekilde,
uçak ile üzerinden geçmekte olduğu nokta arasındaki mesafeyi tanımlar.
Yani uçak aynı
seviyede uçmaya devam etse dahi, üzerinden geçtiği bölgelerin topoğrafyasına
göre yükseklik değişir.
2- Deniz Seviyesinden Yükseklik
Adı üzerinde, uçağın
bulunduğu noktanın, deniz seviyesine olan mesafesini tanımlar.
Havacılıkta
kullanılan irtifa bilgisi budur.
Yükseklik ile deniz
seviyesinden yükseklik arasındaki farkın daha iyi anlaşılması için basit bir örnek
verelim:
Bir uçağın İran’ın
Tebriz kentinin üzerinden geçtiğini düşünelim.
Uçağın deniz
seviyesinden yüksekliği 10.000 metre ise, aynı noktadaki yükseklik 8.500
metredir.
Zira Tebriz
kentinin râkımı, 1.500 metredir.
3- Uçuş Seviyesi
Havacılıkta kullanılan
bir diğer irtifa tanımı ise uçuş seviyesidir.
9.000 metre (30.000
feet) ve üzerideki seviyelerde kullanılır.
Uçuş seviyesini ölçmek
için sabit bir referans noktası alınır.
Bu nokta genelde,
1.013 hektopaskal basınca denktir. Bu basınç seviyesi deniz seviyesine yakın
yüksekliklerde oluşmakla birlikte yerine göre bir miktar farklılık
gösterebilir.
Uçağın yükselme
limitini belirleyen iki temel neden vardır: yakıt ve tasarım.
Uçakların uçabilmesi
kanatların onları yukarı iterek havada kalmalarını sağlamaya yetecek kadar
geniş olmasından kaynaklanır. Bu yukarı itiş, uçağın kanatlarının altındaki ve
üstündeki hava akışı sayesinde sağlanır ve böylece uçak yerçekimine ( şimdilik
yerçekimi diyorum ama bu newtonun kütle çekimi değildir , konu aşağıdaki linkte Yerçekimi mi
Elektromanyetizma mı konu başlığında bahsedilmiştir ) karşı gelerek yeryüzünden yükselir. Yani
aslında, uçmayı sağlayan bu hava akımıdır; motorlar yalnızca
aerodinamik sürüklenmeye karşı uçağa gerekli olan gücü sağlarlar.
Yani uçağın
uçmasını sağlayan en önemli etki, havanın “kalitesi”dir. Yükseklik arttıkça
havanın yoğunluğu düşmeye başlar. Yoğunluktaki düşüş, başlangıçta yavaştır
ancak belli bir yükseklikten sonra çok daha hızlı bir şekilde düşmeye başlar ve
sonra neredeyse tamamen yok olur. Oysa uçakların, helikopterlerin vb. hava
araçlarının havada yükselebilmeleri için havaya ihtiyaçları vardır.
Peki Küre Dünya da eğimden kaynaklanan yükseklik farkı
nasıl açıklanır :
Dünya'nın yarıçapı
bir çevresi verir
(r)
gelen rakamlara dayanan 6371 km veya
3959 mil olduğu Wikipedia ,bir çevresi verir
(c)
arasında c = 2 * π * r = 40 030 km
(h)
Uzaklıktaki eğrilikteki
düşüş olan yüksekliği bulmak istiyoruz(d)
Çevreyi kullanarak 1 kilometrelik bir açıya sahip
olduğunu görüyoruz
360° / 40 030 km = 0.009°
. Açı (a)
o zamana = 0.009° * distance (d)
Türetilmiş formülü
h = r * (1 - cos a)
herhangi bir mesafe
için doğrudur(d)

İstanbuldan kalkan bir uçak
Trabzona giderken kuş uçuşu 1064 km mesafe kat ediyor. Küre dünyaya göre burada eğimden oluşan (h)
kot farkı 90 km (88.641 mt) uçuşta bu
hesaba katılıyor mu ? Uçak kalkış
mesafesinin üzerine bir de İstanbul Sakarya
arası mesafe kadar daha mesafeyi ekleyip de iniş yapması gerekiyor.
Bunu lütfen her uçuş
yaparken kaptana sorun. GPS ne derse oraya gidiyor diyecektir ama yine de
eğitimlerinde dünya çok büyük bir gezegen olduğu için zemini düz kabul ediyoruz
diye başlarlar. Hayır çok büyük bir gezegen değil , yaklaşık 12.000 km çapta
bir küreden bahsediyorlar , ekvatoral çevresi yaklaşık 40.000
km. Matematik yalan söylemez ve eğim var ise kesinlikle hesaplanması lazım
değil mi ?
Uçuşta uçak yavaş yavaş kendini gezegenin küre
yapısına adapte edecek şekilde burnunu indiriyor demeyin lütfen ,
Uçaklar burunlarını aşağı doğru indirip iniş
yapmazlar , yere doğru kontrollü serbest düşüş yaparlar.
Mantık, bilim, kuram, fantezi
terimleri ışığında kuantum ve güneş merkezli küre dünya izahına bir bakalım
önce :
Şimdi bize bu KÜRE DÜNYA yalanını kim ve neden söylesinler
diyeceksiniz. Aşağıdaki linkten nedenini okuyabilirsiniz
Peki uzaydaki UYDULAR konusu
derseniz buyrun bu linkten okuyabilirsiniz
Ay ve Güneş ile ilgili düşüncelerimizi mi merak ediyorsunuz
, buyrun bu linkten okuyabilirsiniz
Güneş sistemimizin nasıl çalıştığı ile ilgili
düşüncelerimizi mi merak ediyorsunuz , buyrun bu linkten okuyabilirsiniz
Yorum yap